Dink Ailesinden Avrupa Konseyi'ne Mektup: Sorumlular Terfi Ettirilerek Ödüllendirildi
Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, Avrupa Konseyi Bankanlar Kurulu'na bir mektup göndererek, hükümetin görevini yerine getirmediği gibi ihlaller doğuracak yapı ve zihniyeti yeniden üreten girişimlerde bulunduğunu belirtti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hrant Dink'in 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul Şişli'de katledilmeden önce ve sonrasında yapılan başvurular kapsamında Türkiye'yi yaşam hakkını ihlal ettiği, mahkemelere etkin başvuru hakkını kısıtladığı ve ifade özgürlüğü hakkını çiğnediği gerekçesiyle mahkum etmişti. Bu karardan sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı, "AİHM'nin Dink başvurusunda verdiği karar aleyhine Büyük Daire'ye başvurulmamasına karar verilmiştir. Dink kararı hükümlerinin uygulanmasına yönelik çalışmalar yapılacak ve gelecekte benzer ihlallerin tekrarının önlenmesi için mümkün olan her önlem alınacaktır" açıklaması yapmıştı.
Ancak Türkiye'nin bu konuda hala bir adım atmaması nedeniyle Dink ailesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu'na başvurdu. Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, Avrupa Konseyi'ne gönderdiği mektupta, Türkiye Hükümetinin, 14 Aralık 2010 tarihinde kesinleşen Dink-Türkiye kararının infazını konu alan 27 Haziran 2011 tarihli eylem planını, 19 Ekim 2011 tarihinde güncelleştirdiğini ve her iki eylem planında, kararın infazı yerine, müstakil ve genel tedbirler başlıkları altında güncel gelişmeler ve yürüyen davalara yer verdiğini hatırlattı.
Av. Çetin, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu'na 13 Mayıs 2011 tarihinde gönderdikleri yazıda, "Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip oldukları önlemeyen bütün sorumluların ortaya çıkarılması, bu kişilerin örgütle ilişkilerinin araştırılması, sorumlular hakkında caydırıcı cezai yaptırımlar uygulanması; cinayetin ardından delilleri yok eden, gizleyen, değiştiren, katil zanlısına kahraman muamelesi yapan sorumlular hakkında etkili soruşturma yürütülmesi ve bu sorumluların örgüte yardımları konusunun aydınlığa kavuşturulması; Trabzon Savcılığınca yürütülen ve cezasızlıkla sonuçlanan tüm soruşturmaların yeniden yargılama konusu yapılması ve soruşturmanın doğrudan Hrant Dink cinayetini soruşturan savcılarca yürütülmesi; cinayetin ırkçı bir saikle işlenip işlenmediğinin tespit edilmesi için, cinayeti öncesindeki süreci ve sonrasını da kapsayacak şekilde tek merkezden bu bakış açısıyla ele alacak şekilde soruşturacak savcıların görevlendirilmesi; etkili bir soruşturma yolu olmadığı AİHM kararlarıyla saptanmış olan 4483 Sayılı Yasada değişiklik yapılarak, inceleme ve karar merciinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorununun giderileceği, kararların denetiminin tam yetkili bir yargı mekanizması tarafından yürütüleceği, mağdur ya da şikayetçinin sürece dahil edileceği düzenlemelerin yapılması" gibi talepleri ilettiklerini hatırlattı.
SORUMLULAR TERFİ ETTİRİLEREK ÖDÜLLENDİRİLDİ
Mahkemenin kararının ardından cezasızlıkla sonuçlanmış tüm soruşturmaların yenilenmesi talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yapıldığını ancak bir yıldır hiçbir işlem yapılmadığını belirten Av. Çetin, soruşturulması istenen kamu görevlilerinin terfi ettirilerek ödüllendirildiğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a gönderilen mektuplardan da bir sonuç alamadıklarını bildiren Av. Fethiye Çetin, "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine 13.05.2011 tarihinde yazdığımız mektupla karar uyarınca alınması gereken tedbirler ve Hükümetin eylemsizliği hakkında bilgi verilmiştir" dedi.
HÜKÜMET EYLEM PLANININ ARDINDAN ADIM ATMADI
AKP Hükümeti'nin Bakanlar Komitesi'ne sunduğu eylem planına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çetin, "Son eylem planı tarihinden buyana aradan geçen zaman içinde de hükümet olumlu hiçbir bir girişimde bulunmamıştır. Hükümet bu eylem planlarında henüz yargılaması süren, tamamlanmamış yargılama ve soruşturmaları, alındığını iddia ettiği genel tedbirleri uzun uzun anlatmış ancak Dink-Türkiye kararının infazı ve yargılamanın yenilenmesi konusunda somut hiçbir bilgi vermemiştir" dedi.
Hükümetin, Konsey'e sunduğu eylem planlarında "Karar ayrıca 29 Eylül 2010 tarihinde İçişleri Bakanı'nın da dikkatine sunularak, kararın infazının gerçekleştirilmesi, gelecekte bu gibi ihlallerin tekrarlanmaması için gerekli adımların atılması ve kararın etkili bir biçimde uygulamaya konulması ve bu bağlamda AİHM kararının, böylesi talihsiz bir olayın tekrar yaşanmasının önlenmesi amacıyla ifade özgürlüğüne ve yaşam hakkının korunmasına öncelik verilmek suretiyle değerlendirilmesi çağrısında bulunulmuştur. Bu yazı, icraya konmak üzere 81 il valiliğine de gönderilmiştir" denildiğini hatırlatan Av. Çetin, ancak kararın yerine getirilmesi için yargılamaların iadesi yoluna gitmediğini, sorumluları yargı önüne çıkarmadığını, yeni ihlallerin kapısını aralamaya yönelik eylem ve söylemlerini sürdürdüğünü ifade etti.
AKP IRKÇILIK YAYDI
Çetin, buna örnek olarak İçişleri Bakanı'nın katıldığı ırkçı Hocalı Mitingini, bu mitingde, "Hepiniz Ermenisiniz, Hepiniz Piçsiniz" gibi ayrımcı ve düşmanca pankartlar, Dink'in katillerini öven pankartlar taşındığını hatırlattı. Bakan Şahin'in konuşmasının da kışkırtıcı, ırkçı ve intikamcı olduğunu kaydetti.
Çetin, "Görüldüğü üzere, AHİM kararının infazı için yazılan yazılar lafta kalmış, ihlali yaratan doku bizzat içişleri bakanı tarafından yeniden üretilmiştir" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hrant Dink'in 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul Şişli'de katledilmeden önce ve sonrasında yapılan başvurular kapsamında Türkiye'yi yaşam hakkını ihlal ettiği, mahkemelere etkin başvuru hakkını kısıtladığı ve ifade özgürlüğü hakkını çiğnediği gerekçesiyle mahkum etmişti. Bu karardan sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı, "AİHM'nin Dink başvurusunda verdiği karar aleyhine Büyük Daire'ye başvurulmamasına karar verilmiştir. Dink kararı hükümlerinin uygulanmasına yönelik çalışmalar yapılacak ve gelecekte benzer ihlallerin tekrarının önlenmesi için mümkün olan her önlem alınacaktır" açıklaması yapmıştı.
Ancak Türkiye'nin bu konuda hala bir adım atmaması nedeniyle Dink ailesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu'na başvurdu. Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, Avrupa Konseyi'ne gönderdiği mektupta, Türkiye Hükümetinin, 14 Aralık 2010 tarihinde kesinleşen Dink-Türkiye kararının infazını konu alan 27 Haziran 2011 tarihli eylem planını, 19 Ekim 2011 tarihinde güncelleştirdiğini ve her iki eylem planında, kararın infazı yerine, müstakil ve genel tedbirler başlıkları altında güncel gelişmeler ve yürüyen davalara yer verdiğini hatırlattı.
Av. Çetin, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu'na 13 Mayıs 2011 tarihinde gönderdikleri yazıda, "Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip oldukları önlemeyen bütün sorumluların ortaya çıkarılması, bu kişilerin örgütle ilişkilerinin araştırılması, sorumlular hakkında caydırıcı cezai yaptırımlar uygulanması; cinayetin ardından delilleri yok eden, gizleyen, değiştiren, katil zanlısına kahraman muamelesi yapan sorumlular hakkında etkili soruşturma yürütülmesi ve bu sorumluların örgüte yardımları konusunun aydınlığa kavuşturulması; Trabzon Savcılığınca yürütülen ve cezasızlıkla sonuçlanan tüm soruşturmaların yeniden yargılama konusu yapılması ve soruşturmanın doğrudan Hrant Dink cinayetini soruşturan savcılarca yürütülmesi; cinayetin ırkçı bir saikle işlenip işlenmediğinin tespit edilmesi için, cinayeti öncesindeki süreci ve sonrasını da kapsayacak şekilde tek merkezden bu bakış açısıyla ele alacak şekilde soruşturacak savcıların görevlendirilmesi; etkili bir soruşturma yolu olmadığı AİHM kararlarıyla saptanmış olan 4483 Sayılı Yasada değişiklik yapılarak, inceleme ve karar merciinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorununun giderileceği, kararların denetiminin tam yetkili bir yargı mekanizması tarafından yürütüleceği, mağdur ya da şikayetçinin sürece dahil edileceği düzenlemelerin yapılması" gibi talepleri ilettiklerini hatırlattı.
SORUMLULAR TERFİ ETTİRİLEREK ÖDÜLLENDİRİLDİ
Mahkemenin kararının ardından cezasızlıkla sonuçlanmış tüm soruşturmaların yenilenmesi talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yapıldığını ancak bir yıldır hiçbir işlem yapılmadığını belirten Av. Çetin, soruşturulması istenen kamu görevlilerinin terfi ettirilerek ödüllendirildiğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a gönderilen mektuplardan da bir sonuç alamadıklarını bildiren Av. Fethiye Çetin, "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine 13.05.2011 tarihinde yazdığımız mektupla karar uyarınca alınması gereken tedbirler ve Hükümetin eylemsizliği hakkında bilgi verilmiştir" dedi.
HÜKÜMET EYLEM PLANININ ARDINDAN ADIM ATMADI
AKP Hükümeti'nin Bakanlar Komitesi'ne sunduğu eylem planına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çetin, "Son eylem planı tarihinden buyana aradan geçen zaman içinde de hükümet olumlu hiçbir bir girişimde bulunmamıştır. Hükümet bu eylem planlarında henüz yargılaması süren, tamamlanmamış yargılama ve soruşturmaları, alındığını iddia ettiği genel tedbirleri uzun uzun anlatmış ancak Dink-Türkiye kararının infazı ve yargılamanın yenilenmesi konusunda somut hiçbir bilgi vermemiştir" dedi.
Hükümetin, Konsey'e sunduğu eylem planlarında "Karar ayrıca 29 Eylül 2010 tarihinde İçişleri Bakanı'nın da dikkatine sunularak, kararın infazının gerçekleştirilmesi, gelecekte bu gibi ihlallerin tekrarlanmaması için gerekli adımların atılması ve kararın etkili bir biçimde uygulamaya konulması ve bu bağlamda AİHM kararının, böylesi talihsiz bir olayın tekrar yaşanmasının önlenmesi amacıyla ifade özgürlüğüne ve yaşam hakkının korunmasına öncelik verilmek suretiyle değerlendirilmesi çağrısında bulunulmuştur. Bu yazı, icraya konmak üzere 81 il valiliğine de gönderilmiştir" denildiğini hatırlatan Av. Çetin, ancak kararın yerine getirilmesi için yargılamaların iadesi yoluna gitmediğini, sorumluları yargı önüne çıkarmadığını, yeni ihlallerin kapısını aralamaya yönelik eylem ve söylemlerini sürdürdüğünü ifade etti.
AKP IRKÇILIK YAYDI
Çetin, buna örnek olarak İçişleri Bakanı'nın katıldığı ırkçı Hocalı Mitingini, bu mitingde, "Hepiniz Ermenisiniz, Hepiniz Piçsiniz" gibi ayrımcı ve düşmanca pankartlar, Dink'in katillerini öven pankartlar taşındığını hatırlattı. Bakan Şahin'in konuşmasının da kışkırtıcı, ırkçı ve intikamcı olduğunu kaydetti.
Çetin, "Görüldüğü üzere, AHİM kararının infazı için yazılan yazılar lafta kalmış, ihlali yaratan doku bizzat içişleri bakanı tarafından yeniden üretilmiştir" dedi.
YORUM YAZIN