Dersim’in Kayıp Kızları Ailelerini Bulmak İçin Meclis’e Gidiyor
1938 Dersim olayları sırasında ailelerinden koparılarak başka ailelerin yanına ‘yanaşma’ verilen Dersim’in kayıp kızları, 13 Haziran’da TBMM’ye gelecek.
Meclis Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan Dersim Alt Komisyonu’nu ziyaret edecek olan kayıp kızlar, kanlı Dersim olaylarıyla ilgili yaşadıklarını anlatacak, yıllarca izini kaybettikleri akrabalarını bulmak için Meclis’ten yardım isteyecek.
13 Haziran’da komisyona gelecekler
Binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve sürgüne gönderildiği kanlı Dersim olaylarında, yüzlerce kız çocuğunun da ailelerinden koparılarak, batı bölgelerinde ‘evlatlık’ adı altında ‘yanaşma’ olarak verildiği ortaya çıkmıştı. Meclis’in Dersim olaylarını her yönüyle araştırmak üzere Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurduğu Dersim Alt Komisyonu, Dersim’in ‘kayıp kızları’na da umut oldu. Komisyona yaşadıkları acıları içeren dilekçeler gönderen kayıp kızlardan bir bölümü, önümüzdeki hafta Meclis’e gelmeye hazırlanıyor. Aralarında Fatma Yavuz, Halazur Geviş, Güldane Acar ile Dersim’in canlı tanıklarından Erdal Karakoç, Maksut Borucan’ın da yer aldığı 10’un üzerinde Dersimli, 13 Haziran Çarşamba günü Dersim Alt Komisyonu’nu ziyaret edecek. Dersim olayları ve sonrasında yaşadıkları acı olayları anlatacak olan Dersim tanıkları, kaybolan ailelerinin izlerini bulabil-mek için de Meclis’ten yardım isteyecek.
Kayıp kızlarını arayan aileler de var
Heyette Dersim olaylarında evlatlık verilen kızları konu alan “İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları” belgeselinin yapımcılarından Nezahat Gündoğan da yer alacak. Gündoğan’ın yapımcı eşi Kazım Gündoğan bir süre önce Meclis Dilekçe Komisyonu’nu ziyaret ederek, belgeselin CD’sini sunmuştu. 1938 yılındaki Dersim olayları sonrası evlatlık verilen kızlarını hala bulamayan aileler de olduğunu belirten Gündoğan, bu ailelerle de görüşeceğini, kabul etmeleri halinde onlarla birlikte Meclis’e geleceğini açıklamıştı.
Gerçek adını 78 yıl sonra öğrendi
Komisyona daha önce bireysel olarak başvuran kayıp kızlardan Fatma Yavuz, Ermeni olduğunu 57 yıl çocuklarından gizlediğini, gerçek adını ise 78 yıl sonra öğrendiğini açıklamıştı. Henüz 5 yaşındayken ailesinden alınarak Konya’nın Beyşehir ilçesine sürgün edildiğini belirten Yavuz dilekçesinde yaşadıklarını şu sözlerle anlatmıştı: “Önce bir albay beni yanına aldı. Onun tayini çıkınca nüfus müdürünün yanına verildim. Besleme olarak yanlarına alan ailem, beni çok döverdi. Hatta parmaklarım odunla yediğim sopalar yüzünden kırıktır. Hiçbir doktora götürülmedim. Daha sonra başka bir aile beni yanına aldı. Orada da çok işkenceye maruz kaldım. 13 yaşımda iken 35 yaşında biriyle evlendirdiler. Aç susuz işkence dolu bir yaşantım vardı. Her şeyden önce çocuktum. Mutsuz yaşantı sonucu birkaç evlilik yaptım. Evsiz, işsiz hep sokakta bırakıldım. Çocuklarımı bu şartlarda büyüttüm.”
Bütün ailemi nüfustan silmişler
Dersim’in canlı tanıklarından 83 yaşındaki Halazur Geviş ise Meclis’e yaptığı başvuruda, yakınlarını tespit edebilmek için Osmanlıca tapuları bulunan arazilerinin de çıkardığı nüfus kütüğünde, kendisi dışında hiçbir aile ferdinin olmadığı bilgisini aldığını belirterek, “Kendi olanaklarımla Hozat, Harput (Elazığ) ve Ankara’daki nüfus müdürlüklerine yaptığım başvurularda, aileme ait ne doğum tarihleri ne de ölüm tarihleri kayıtlarda bulunmamaktadır” demişti. (Star)
Meclis Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan Dersim Alt Komisyonu’nu ziyaret edecek olan kayıp kızlar, kanlı Dersim olaylarıyla ilgili yaşadıklarını anlatacak, yıllarca izini kaybettikleri akrabalarını bulmak için Meclis’ten yardım isteyecek.
13 Haziran’da komisyona gelecekler
Binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve sürgüne gönderildiği kanlı Dersim olaylarında, yüzlerce kız çocuğunun da ailelerinden koparılarak, batı bölgelerinde ‘evlatlık’ adı altında ‘yanaşma’ olarak verildiği ortaya çıkmıştı. Meclis’in Dersim olaylarını her yönüyle araştırmak üzere Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurduğu Dersim Alt Komisyonu, Dersim’in ‘kayıp kızları’na da umut oldu. Komisyona yaşadıkları acıları içeren dilekçeler gönderen kayıp kızlardan bir bölümü, önümüzdeki hafta Meclis’e gelmeye hazırlanıyor. Aralarında Fatma Yavuz, Halazur Geviş, Güldane Acar ile Dersim’in canlı tanıklarından Erdal Karakoç, Maksut Borucan’ın da yer aldığı 10’un üzerinde Dersimli, 13 Haziran Çarşamba günü Dersim Alt Komisyonu’nu ziyaret edecek. Dersim olayları ve sonrasında yaşadıkları acı olayları anlatacak olan Dersim tanıkları, kaybolan ailelerinin izlerini bulabil-mek için de Meclis’ten yardım isteyecek.
Kayıp kızlarını arayan aileler de var
Heyette Dersim olaylarında evlatlık verilen kızları konu alan “İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları” belgeselinin yapımcılarından Nezahat Gündoğan da yer alacak. Gündoğan’ın yapımcı eşi Kazım Gündoğan bir süre önce Meclis Dilekçe Komisyonu’nu ziyaret ederek, belgeselin CD’sini sunmuştu. 1938 yılındaki Dersim olayları sonrası evlatlık verilen kızlarını hala bulamayan aileler de olduğunu belirten Gündoğan, bu ailelerle de görüşeceğini, kabul etmeleri halinde onlarla birlikte Meclis’e geleceğini açıklamıştı.
Gerçek adını 78 yıl sonra öğrendi
Komisyona daha önce bireysel olarak başvuran kayıp kızlardan Fatma Yavuz, Ermeni olduğunu 57 yıl çocuklarından gizlediğini, gerçek adını ise 78 yıl sonra öğrendiğini açıklamıştı. Henüz 5 yaşındayken ailesinden alınarak Konya’nın Beyşehir ilçesine sürgün edildiğini belirten Yavuz dilekçesinde yaşadıklarını şu sözlerle anlatmıştı: “Önce bir albay beni yanına aldı. Onun tayini çıkınca nüfus müdürünün yanına verildim. Besleme olarak yanlarına alan ailem, beni çok döverdi. Hatta parmaklarım odunla yediğim sopalar yüzünden kırıktır. Hiçbir doktora götürülmedim. Daha sonra başka bir aile beni yanına aldı. Orada da çok işkenceye maruz kaldım. 13 yaşımda iken 35 yaşında biriyle evlendirdiler. Aç susuz işkence dolu bir yaşantım vardı. Her şeyden önce çocuktum. Mutsuz yaşantı sonucu birkaç evlilik yaptım. Evsiz, işsiz hep sokakta bırakıldım. Çocuklarımı bu şartlarda büyüttüm.”
Bütün ailemi nüfustan silmişler
Dersim’in canlı tanıklarından 83 yaşındaki Halazur Geviş ise Meclis’e yaptığı başvuruda, yakınlarını tespit edebilmek için Osmanlıca tapuları bulunan arazilerinin de çıkardığı nüfus kütüğünde, kendisi dışında hiçbir aile ferdinin olmadığı bilgisini aldığını belirterek, “Kendi olanaklarımla Hozat, Harput (Elazığ) ve Ankara’daki nüfus müdürlüklerine yaptığım başvurularda, aileme ait ne doğum tarihleri ne de ölüm tarihleri kayıtlarda bulunmamaktadır” demişti. (Star)

YORUM YAZIN