'Biz Meslektaşlarımıza Tanığız. Onların Gazetecilik Faaliyetlerine Tanığız'
İlk eylem Kenan Kırkaya, Sedat Şenoğlu, Sevcan Atak, Turhan Özlü ve Zeynep Kuray için gerçekleştirildi.
Çağlayan Adliyesi önünde toplanan tutuklu gazetecilerin yakınları ve meslektaşları, "Hapisteki gazetecilere özgürlük" yazılı pankart ile "Özgür basın özgür toplum", "Gazeteciler içeride tacizciler dışarıda", "Gerçeklerin temiz ise bu endişe niye" yazılı dövizler ve gazetecilerin fotoğraflarını taşıdı. Eyleme ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, ÖDP İstanbul İl Başkanı Avni Gündoğan ve EMEP İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek de katıldı.
'TASMALARINIZI SİZE BIRAKIYORUZ'
Açılış konuşmasını yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, 102 gazetecinin cezaevinde olduğunu söyledi. İpekçi, matbaa çalışanları, gazete dağıtımcıları da dahil edildiğinde 200'ü aşkın basın emekçisinin tutuklu olduğunu, 600 gazeteci hakkında davanın devam ettiğini ve bu gazeteciler hakkında 10 bini aşkın soruşturma ve dava olduğunu belirtti.
AKP Hükümeti'nin bu sorunu çözmediği gibi tutuklu gazeteciler hakkında "tecavüzcü, katil, terörist" gibi suçlamalarda bulunduğunu kaydeden İpekçi, gerçekleri açıklayan gazetecilerin de baskı altında tutulduğuna işaret etti. İpekçi, Başbakan Erdoğan'ın "tasmalarını çıkardık" sözlerine karşılık, "Tasmalarınızı ve hakaretlerinizi size bırakıyoruz. Biz daha fazla hakarete uğramak istemiyoruz" dedi ve ekledi: "Halkın gerçekleri öğrenme hakkının engellenmemesi için parlamentonun bir an önce harekete geçmesini ve acilen çözüm üretmesini talep ediyoruz."
Ercan İpekçi, şöyle devam etti: "Bizler bugün zincirlerimizi kırmak, etrafımızdaki demir parmaklıkları kaldırmak için yeniden meydanlara çıkıyoruz. Adalet Sarayı'nın önünde adaleti arayacağız. Bizler meslektaşlarımıza tanığız. Onların onurlu mücadelesine tanığız; onların gazetecilik faaliyetlerine tanığız. Adalet istiyoruz. Basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz. Hapistaki gazetecilere özgürlük istiyoruz."
'TASMA TAKMAYAN GAZETECİ OLDUĞU İÇİN HEDEF GÖSTERİLDİ'
Ardından tutuklu gazetecilere için bilgi veren Pelin Çalışkan, ilk olarak DİHA muhabiri Kenan Kırkaya'yı anlattı. Buna göre, 2002 yılından bu yana Dicle Haber Ajansı'nda çalışan Kenan Kırkaya, 20 Aralık 2011'den bu yana tutuklu. KCK gazeteciler iddianamesinde Kırkaya'ya yönelik suçlamalar arasında gazeteci meslektaşlarıyla yaptığı haber içerikli telefon görüşmeleri, internet yazışmaları ve Roj TV'ye gündemler hakkında bilgi vermesi yer alıyor. İddianamede Kırkaya'nın BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yatpığı röportaj ve çok sayıda haberi "örgüt üyeliği" suçlamasına delil olarak gösteriliyor.
Kenan Kırkaya'nın eşi Newroz Kırkaya, tutuklamanın hukuksuz ve siyasi amaçlı olduğunu söyledi. Kırkaya, "Onlara olan inancımızı asla yitirmeyeceğiz" dedi, bu hukuksuzluğun sona ermesi için kamuoyuna sessiz kalmama çağrısı yaptı.
Dicle Haber Ajansı çalışanı İbrahim Aslan, iddianamede savcının "normal gazetecilik" diye bir ifade kullandığını belirterek, Kenan'ın normal gazetecilik yapmadığının söylendiğini hatırlattı. Aslan, normal olmayan gazetecilik için "Biz haber kaynaklarımızı polise vermeyiz, istenmeyen, sesi duyulmayan, anadilini konuşamayanları aktarırız" dedi. Kenan'ın, Başbakan Erdoğan'ın tasma takın dediği gazetecilerden olmadığı için hedef gösterildiğini söyleyen İbrahim Aslan, kalanların Kenan'ın yaptıklarını devam ettirdiğini söyledi.
Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü için tanıklığını anlatan Aydınlık gazetesi Haber Müdürü Önder Öztürk, Özlü'nün yanında çalışanlara çalışkanlık, özveri, disiplin ve gerçeğin peşinden koşmayı öğrettiğini belirtti.
15 YILDIR GAZETECİLİK YAPIYOR
MLKP yöneticisi olduğu iddiasıyla 6 yıldır tutuklu yargılanan Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu'nun avukatı Gülizar Tuncer, Şenoğlu'nun 15 yıldır gazetecilik yaptığını söyledi. Sosyalist bir gazeteci olduğu için Sedat Şenoğlu'nun defalarca gözaltına alındığını ve tutuklandığını belirten Tuncer, bu davada polisin ürettiği 40 sayfalık bir bilgisayar çıktısına dayanarak yüzlerce yıllık ağır hapis cezası ile yargılandığını hatırlattı.
Şenoğlu'nun çalışma arkadaşı Semiha Şahin ise bu eylemin Avrupa'nın en büyük Adalet Sarayı'nın önünde gerçekleştirildiğine dikkat çekti, adalet sarayları yükseldikçe tutuklu gazeteciler, tutuklu öğrenciler, tutuklu kadınların sayısının arttığını belirtti. Şahin, Atılım gazetesinin sokağın, ezilenlerin, Kürt ulusunun, kadınların sesini yansıttığını ifade ederek, Şenoğlu'nun herkesin değişmesini istediği "anayasayı değiştirmek"ten suçlandığına dikkat çekti.
HAYATI HABERDİ
Zeynep Kuray'ın annesi Ayşe Emel Mesci, "Başbakan kızına çok düşkündür. Biz de kızlarımıza çok düşkünüz" dedi, kızının arkasında olduğunu dile getirdi.
Ali Berktay ise Zeynep'in son yıllarda bütün hayatının haber olduğunu söyledi. Berktay, Zeynep'in sabah evden çıktığını, kazandığı parayı sadece yol parasına harcadığını, bütün gün haber peşinde koştuğunu ve eve gelince de bilgisayarının başında haberlerini yazdığını anlattı.
Birgün Gazetesi Yazıişleri Müdürü Barış İnce ise Zeynep'in gazeteciliğinin tanığı olduğunu söyledi. İnce, iddianamede geçen bir diyaloğa göre Zeynep'in "Ben para için değil halkım için haber yapıyorum" dediğini, bunun da "örgüt adına iş yapmak" olarak geçtiğini hatırlattı.
Eylemde tanıklık yapılan bir diğer tutuklu gazeteci Özgür Halk editörü Sevcan Atak oldu. Buna göre Atak, 18 Haziran 2010'da "örgüt üyesi olduğu" iddasıyal tutuklandı, 26 Mayıs 2011'de 7 yıl 6 ya hapis cezasına çarptırıldı. (etha)

YORUM YAZIN