Uludereli Aileler: Failler Ortaya Çıkarılsın, Adalet Yerini Bulsun
Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde yaşanan katliamın üzerinden 150 gün geçti. Acıları ilk günkü kadar taze olan aileler, Başbakan'ın "Heron görüntülerini izledim. Kişilerin kim olduğu anlaşılmıyor Ahmet mi Mehmet mi?" şeklindeki açıklamalarıyla katliamı üstlendiğini belirtiyor. Aileler, "satılık çocuğumuz yok" diyerek tazminatları kabul etmediklerini söylüyor ve Başbakan'ın yargılanmasını istiyor.
Henüz 14 yaşındayken katledilen Erkan Encü'nün babası Mehmet Encü, Başbakan'ın "işte özür yerine onlara 123 milyar tazminat gönderdik. Daha ne yapalım" sözleri ile kendilerini susturmaya çalıştığını söyledi. Encü, Başbakan'ın bugüne kadar başsağlığı dilemediğini de hatırlatarak, olay aydınlanmadan peşini bırakmayacaklarını vurguladı ve ekledi: "Gerekirse kendi canımızı da feda ederiz yine bırakmayız."
'ADALET YERİNİ BULSUN BİR KURUŞ DAHİ İSTEMİYORUZ'
Mehmet Encü, şöyle devam etti: "Tazminatını verdim, özür diledim diyor. Para için bizim satılacak çocuğumuz yok. Değil 123 milyar, 123 trilyon dahi verse kabul etmeyeceğiz olay aydınlanana kadar. Kendisini de mahkemeye vereceğiz. Failleri ortaya çıkarsın, adalet yerini bulsun. O zaman bir kuruş dahi istemiyoruz."
OĞLUNUN ETİYLE KATIRLARIN ETİNİ AYIRDI
"PKK baskı yaptığı için tazminatları almıyorlar" açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını da söyleyen baba Mehmet Encü, "Ben kar yağdığında dama göndermiyordum oğlumu, düşer bir şey olur diye. Bizim 13-14 yaşındaki çocuklarımızın cesetlerini paramparça edip gönderdiler. Hangi devlet bunu kendi çocuğuna yapar. Gitsinler bakalım kim kendi evladının etiyle katırların etini birbirinden ayırdı. Ben oğlumu toprağın altından çıkardım, parça parçaydı. Başbakan'a soruyorum çocuğu olsa ne yapacaktı? Genelkurmayın, cumhurbaşkanının çocuğu olsaydı ne diyeceklerdi? Böyle bir durumu yaşasalardı, karşılığında verilen üç kuruş parayı alırlar mıydı" diye konuştu.
Son açıklamalarında Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı'nı sahiplendiğini hatırlatan Encü, Başbakan'a seslendi: "Genelkurmay Başkanı'na sahip çıkacağınıza bu olayı bir an önce aydınlatın. Failleri bir an önce adalet önüne çıkarın." Encü, BDP ve CHP'nin uğraşları sonucu AKP'nin olayın üzerini kapatamadığını kaydetti.
Oğlunu kaybettiği günden beri karalara bürünen Felek Encü, "İtalya'da bir genç kız öldü devlet yas ilan etti. Biz de bu devletin vatandaşıyız. Bu ülkenin insanlarıysak, bizim canlarımız için neden yas ilan edilmedi, yılbaşı kutlamaları yapıldı" diye sordu.
'EMİNE ERDOĞAN'IN GÖZYAŞLARI SAHTEYMİŞ'
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın köylerine geldiğini hatırlatan anne Encü, "O da anne diye derdimizi anlattık. Çocuklarımızın resimlerine baktı ağladı. Gözyaşları sahteymiş. Bize, 'durumu anlatacağım, bu işi hızlandıracağım' dedi. Gitti, hiçbir şey değişmedi. Keşke gelmeseydi. Senin kızın olsaydık, karalar bağlayıp, evlat acısı çekseydik ne yapardın Emine hanım sana soruyorum" sözleriyle de Emine Erdoğan'a tepki gösterdi.
O günden beri oğlunun resmini elinden düşürmeyen anne Encü'nün acısı, oğlunun karnesinin eve gönderilmesiyle daha da katlanmış. Anne Felek Encü, şimdi de oğlunun resmiyle karnesini yan yana taşıyor, konuşmalarıyla yaralarını acıtan Başbakan'a, "Senin çocuğunun karnesi sahipsiz eve gelseydi ne yapardın Başbakan" diye sordu.
'NE HAKLARI VAR BUNLARI BİZE YAŞATMAYA'
Eşini kaybettiğinde iki haftalık hamile olan Semire Encü, acısını karnındaki çocuğuyla paylaştığını söyledi. "Eşim çocuğunu göremeden gitti. Sadece iki hafta yaşayabildi mutluluğunu" diyen Semire Encü, "Ne hakları var bunları bize yaşatmaya" dedi.
Semire Encü, "Yavaş yavaş paçaları tutuştu ne olduğu çok açık. Heron görüntüleri film değil, açıkça görünüyor. Biz katillerin yargılanmasını istiyoruz" diye konuştu.
30 yıldır akan kanın durmasını isteyen, "her şeye rağmen barış istiyoruz" diyen Semire Encü, şöyle devam etti: "Benim çocuğum sahipsiz kaldı başkalarının çocukları sahipsiz kalmasın. Eşimle hayallerimiz vardı. Evimizin kapısı kapandı. Benim evimin kapısı nasıl kapandıysa onların evinin kapısı da böyle kapansın."
'ONLARIN OYUNLARINI BİZ BOZDUK'
Seyithan Encü'nün ağabeyi Kerem Encü, "Bir ülkede birini öldürdüğünde 30 yıl ceza veriliyor. Erdoğan 34 kişinin ölümünden sorumlu ama yargılanmıyor. Biz 34 kişinin ailesi olarak davacıyız. O da adalet önüne çıksın. Sonuna kadar davamızın peşini bırakmayacağız" diye konuştu.
Başbakan'ın son yaptığı konuşma ile katliamı üstlendiğini kaydeden Encü, 150 gündür defalarca dile getirdikleri gerçeklerin ortaya çıktığını kaydetti.
'DEMEK Kİ VUR EMRİNİ BAŞBAKAN VERMİŞ'
Bilal Encü'nün babası Abdurrahman Encü, yakalandığı bir hastalıktan dolayı yıllardır gözlerinin görmediğini söyleyerek, "Tam oğlum büyüdü, artık bana bakar dedim öldürdüler" dedi.
150 gündür belki olay aydınlatılır, failler belli olur diye televizyonları takip ettiklerini kaydeden Encü, "150 gün sonra Başbakan kendisinin yaptığını söylüyor. 'Genelkurmay gereğini yapmıştır' diyor. Demek ki vur emrini Başbakan vermiş" diye konuştu.
Henüz 14 yaşındayken katledilen Erkan Encü'nün babası Mehmet Encü, Başbakan'ın "işte özür yerine onlara 123 milyar tazminat gönderdik. Daha ne yapalım" sözleri ile kendilerini susturmaya çalıştığını söyledi. Encü, Başbakan'ın bugüne kadar başsağlığı dilemediğini de hatırlatarak, olay aydınlanmadan peşini bırakmayacaklarını vurguladı ve ekledi: "Gerekirse kendi canımızı da feda ederiz yine bırakmayız."
'ADALET YERİNİ BULSUN BİR KURUŞ DAHİ İSTEMİYORUZ'
Mehmet Encü, şöyle devam etti: "Tazminatını verdim, özür diledim diyor. Para için bizim satılacak çocuğumuz yok. Değil 123 milyar, 123 trilyon dahi verse kabul etmeyeceğiz olay aydınlanana kadar. Kendisini de mahkemeye vereceğiz. Failleri ortaya çıkarsın, adalet yerini bulsun. O zaman bir kuruş dahi istemiyoruz."
OĞLUNUN ETİYLE KATIRLARIN ETİNİ AYIRDI
"PKK baskı yaptığı için tazminatları almıyorlar" açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını da söyleyen baba Mehmet Encü, "Ben kar yağdığında dama göndermiyordum oğlumu, düşer bir şey olur diye. Bizim 13-14 yaşındaki çocuklarımızın cesetlerini paramparça edip gönderdiler. Hangi devlet bunu kendi çocuğuna yapar. Gitsinler bakalım kim kendi evladının etiyle katırların etini birbirinden ayırdı. Ben oğlumu toprağın altından çıkardım, parça parçaydı. Başbakan'a soruyorum çocuğu olsa ne yapacaktı? Genelkurmayın, cumhurbaşkanının çocuğu olsaydı ne diyeceklerdi? Böyle bir durumu yaşasalardı, karşılığında verilen üç kuruş parayı alırlar mıydı" diye konuştu.
Son açıklamalarında Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı'nı sahiplendiğini hatırlatan Encü, Başbakan'a seslendi: "Genelkurmay Başkanı'na sahip çıkacağınıza bu olayı bir an önce aydınlatın. Failleri bir an önce adalet önüne çıkarın." Encü, BDP ve CHP'nin uğraşları sonucu AKP'nin olayın üzerini kapatamadığını kaydetti.
Oğlunu kaybettiği günden beri karalara bürünen Felek Encü, "İtalya'da bir genç kız öldü devlet yas ilan etti. Biz de bu devletin vatandaşıyız. Bu ülkenin insanlarıysak, bizim canlarımız için neden yas ilan edilmedi, yılbaşı kutlamaları yapıldı" diye sordu.
'EMİNE ERDOĞAN'IN GÖZYAŞLARI SAHTEYMİŞ'
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın köylerine geldiğini hatırlatan anne Encü, "O da anne diye derdimizi anlattık. Çocuklarımızın resimlerine baktı ağladı. Gözyaşları sahteymiş. Bize, 'durumu anlatacağım, bu işi hızlandıracağım' dedi. Gitti, hiçbir şey değişmedi. Keşke gelmeseydi. Senin kızın olsaydık, karalar bağlayıp, evlat acısı çekseydik ne yapardın Emine hanım sana soruyorum" sözleriyle de Emine Erdoğan'a tepki gösterdi.
O günden beri oğlunun resmini elinden düşürmeyen anne Encü'nün acısı, oğlunun karnesinin eve gönderilmesiyle daha da katlanmış. Anne Felek Encü, şimdi de oğlunun resmiyle karnesini yan yana taşıyor, konuşmalarıyla yaralarını acıtan Başbakan'a, "Senin çocuğunun karnesi sahipsiz eve gelseydi ne yapardın Başbakan" diye sordu.
'NE HAKLARI VAR BUNLARI BİZE YAŞATMAYA'
Eşini kaybettiğinde iki haftalık hamile olan Semire Encü, acısını karnındaki çocuğuyla paylaştığını söyledi. "Eşim çocuğunu göremeden gitti. Sadece iki hafta yaşayabildi mutluluğunu" diyen Semire Encü, "Ne hakları var bunları bize yaşatmaya" dedi.
Semire Encü, "Yavaş yavaş paçaları tutuştu ne olduğu çok açık. Heron görüntüleri film değil, açıkça görünüyor. Biz katillerin yargılanmasını istiyoruz" diye konuştu.
30 yıldır akan kanın durmasını isteyen, "her şeye rağmen barış istiyoruz" diyen Semire Encü, şöyle devam etti: "Benim çocuğum sahipsiz kaldı başkalarının çocukları sahipsiz kalmasın. Eşimle hayallerimiz vardı. Evimizin kapısı kapandı. Benim evimin kapısı nasıl kapandıysa onların evinin kapısı da böyle kapansın."
'ONLARIN OYUNLARINI BİZ BOZDUK'
Seyithan Encü'nün ağabeyi Kerem Encü, "Bir ülkede birini öldürdüğünde 30 yıl ceza veriliyor. Erdoğan 34 kişinin ölümünden sorumlu ama yargılanmıyor. Biz 34 kişinin ailesi olarak davacıyız. O da adalet önüne çıksın. Sonuna kadar davamızın peşini bırakmayacağız" diye konuştu.
Başbakan'ın son yaptığı konuşma ile katliamı üstlendiğini kaydeden Encü, 150 gündür defalarca dile getirdikleri gerçeklerin ortaya çıktığını kaydetti.
'DEMEK Kİ VUR EMRİNİ BAŞBAKAN VERMİŞ'
Bilal Encü'nün babası Abdurrahman Encü, yakalandığı bir hastalıktan dolayı yıllardır gözlerinin görmediğini söyleyerek, "Tam oğlum büyüdü, artık bana bakar dedim öldürdüler" dedi.
150 gündür belki olay aydınlatılır, failler belli olur diye televizyonları takip ettiklerini kaydeden Encü, "150 gün sonra Başbakan kendisinin yaptığını söylüyor. 'Genelkurmay gereğini yapmıştır' diyor. Demek ki vur emrini Başbakan vermiş" diye konuştu.
haber: İsminaz Ergun/Etha
YORUM YAZIN