Sivas Katliamı Davası: Zamanaşımı Talebi Reddedildi. Erçakmak'ın Kimliğinin Tespiti İçin Yapılan DNA Testinin Yanlış Yapıldığı Ortaya Çıktı.
2 Temmuz 1993 yılında gerçekleştirilen ve 37 kişinin ölmüyle sonuçlanan
Sivas Katliamı Davası’nda, davanın 7 firari sanığı hakkında suçlamaların
15 yılı geçmesi nedeniyle savcı zamanaşımı talebinde bulunmuştu.
Davanın bugün Ankara 11. Asliye Hukuk mahkemesince görülen duruşmasında
zamanaşımı talebini gündemine alan mahkeme ret kararı alarak davanın bir
sonraki duruşma tarihini 13 Mart 2012 olarak belirledi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya müşteki avukatları katıldı. Duruşmayı Toplumsal Bellek Platformu üyeleri ile Alevi örgütlerinin temsilcileri izledi.
Avukat Şenal Sarıhan, duruşmada söz alarak, bir süre önce öldüğü kamuoyuna yansıyan sanık Cafer Erçakmak ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun dosyaya ulaştığını belirtti. Sarıhan, rapora göre, defnedilen kişinin Erçakmak olup olmadığı konusunda, Erçakmak'ın oğlu Ergün Erçakmak ile eşi Nuran Erçakmak'tan alınan kan ve doku örneklerinin DNA testlerinin yapıldığını anlattı. Av. Sarıhan, "Bir kişinin eşiyle DNA bağı olmaz. Bu durumda karar verilirse, dosya üzerindeki kuşku devam edecektir. Bu sebeple Cafer Erçakmak'ın birinci derecede yakınlarıyla, annesi veya kardeşleriyle DNA'sı karşılaştırılsın" dedi. Sarıhan, sanıklardan Yılmaz Bağ ile ilgili de ölüm haberinin geldiğini, bu konunun da 22 Şubat 2011'de duruşma tutanağına girdiğini ifade etti.
Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, DNA konusunda ek rapor alınıp alınmaması ve Yılmaz Bağ ile ilgili yeniden mütalaa verilip verilmemesi konusunda değerlendirme yapmak üzere dosyanın kendisine tevdi edilmesini istedi.
Mahkeme, dosyanın, Cumhuriyet Savcısı Yüksel'in talebi doğrultusunda kendisine tevdi edilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Mart 2012'ye erteledi.
Duruşma sonrası adliye önünde aileler adına açıklama yapan Avukat
Şenal Sarıhan, zaman aşımı tehlikesine dikkat çekti. Toplumsal Bellek
Platformu'ndan ailelerin Meclis ve yetkililere başvuruda bulunarak
insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı işletilmemesi talebinde
bulunduğunu hatırlatan Sarıhan, "Umarım böyle bir düzenleme gerçekleşir,
Madımak Sivas'ın ortasında yanmaya devam etmez, Madımak bizim
ailelerimizin ciğerlerini yakmaya, toplumun ciğerlerini yakmaya devam
etmez. Gerçekten nefes alabileceğimiz bir ortamı yaratmış oluruz" dedi.
DNA skandalına da değinen Avukat Şenal Sarıhan, Erçakmak'ın eşi ve oğlundan alınan dokularla değerlendirme yapılmasına itiraz ettiklerini, mahkemenin itirazlarını kabul ettiğini söyledi.
Sarıhan aynı davada sanık olan Yılmaz Dağ'ın da 2006 yılında öldüğünü, zaman aşımından yararlanarak aklanmasını istemediklerini söyledi. "Esas hakkındaki mütalaada zaman aşımıyla düşürülme vardı. Buna dikkat çektik, insanların ölümlerinden sonra da anıları yaşayacaktır. Yaşayan o anılarda suçları varsa bunun vebalini taşımak durumundadırlar. Bazıları için bu gereksiz görülebilir ama, insanlık için bir çaba içinde olduğumuz inancındayız. Bu sebeple Mart duruşmasında yeniden insanlık suçlarının zaman aşımına uğramaması doğrultusundaki isteğimizi sunacağız."
Toplumsal Bellek Platformu'ndan ailelerin Meclis ve yetkililere zaman aşımına ilişkin hukuksal düzenleme taleplerini ilettiklerini söyleyen Avukat Sarıhan, "Umarım böyle bir düzenleme gerçekleşir, Madımak Sivas'ın ortasında yanmaya devam etmez, Madımak bizim ailelerimizin ciğerlerini yakmaya, toplumun ciğerlerini yakmaya devam etmez. Gerçekten nefes alabileceğimiz bir ortamı yaratmış oluruz" dedi.
Açıklamanın ardından kitle "Madımak'ı yakanlar AKP'yi kuranlar", "Dün Maraş'ta bugün Sivas'ta tek yol faşizme karşı savaşta", "Katiller yakıyor devlet bakıyor", "Katil devlet hesap soracak" sloganlarını atarken bir kişi ortamı provoke etmeye çalıştı.
Gazeteci olduğunu söyleyen kişi, Avukat Sarıhan'a, "Konuşmanızda 35 kişi öldü dediniz. Benim bildiğim kadarıyla 37 kişi orada öldürüldü. Kurşunlanarak öldürüldüğü söylenenler de var. Olayın gerçekten aydınlatılması açısından o iki kişinin de faillerinin bulunması gerekmez mi" diye sordu. Kitle söz konusu şahsa tepki gösterdi. Bunun üzerine sivil polisler şahsı bölgeden uzaklaştırdı. Kitle provokatörün kaçırılmasına tepki göstererek peşinden koştu. Bu sırada polisle kitle arasında kısa süreli arbede yaşandı.
Duruşmayı BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün, Kamer Genç, Veli Ağbaba, KESK yöneticileri de izledi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyeleri de bayraklarıyla yer aldı.
haber: etha
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya müşteki avukatları katıldı. Duruşmayı Toplumsal Bellek Platformu üyeleri ile Alevi örgütlerinin temsilcileri izledi.
Avukat Şenal Sarıhan, duruşmada söz alarak, bir süre önce öldüğü kamuoyuna yansıyan sanık Cafer Erçakmak ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun dosyaya ulaştığını belirtti. Sarıhan, rapora göre, defnedilen kişinin Erçakmak olup olmadığı konusunda, Erçakmak'ın oğlu Ergün Erçakmak ile eşi Nuran Erçakmak'tan alınan kan ve doku örneklerinin DNA testlerinin yapıldığını anlattı. Av. Sarıhan, "Bir kişinin eşiyle DNA bağı olmaz. Bu durumda karar verilirse, dosya üzerindeki kuşku devam edecektir. Bu sebeple Cafer Erçakmak'ın birinci derecede yakınlarıyla, annesi veya kardeşleriyle DNA'sı karşılaştırılsın" dedi. Sarıhan, sanıklardan Yılmaz Bağ ile ilgili de ölüm haberinin geldiğini, bu konunun da 22 Şubat 2011'de duruşma tutanağına girdiğini ifade etti.
Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, DNA konusunda ek rapor alınıp alınmaması ve Yılmaz Bağ ile ilgili yeniden mütalaa verilip verilmemesi konusunda değerlendirme yapmak üzere dosyanın kendisine tevdi edilmesini istedi.
Mahkeme, dosyanın, Cumhuriyet Savcısı Yüksel'in talebi doğrultusunda kendisine tevdi edilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Mart 2012'ye erteledi.
'MADIMAK CİĞERLERİMİZİ YAKMASIN'

'FAİLLER BULUNMUYOR'
Bu davanın sadece Sivas katliamı davası olmadığını, daha önce canlarına kıyılmış olan insanların ortak davası olduğunu kaydeden Avukat Sarıhan, "Biz yıllar önce kaybettiğimiz insanların faillerini henüz bulamadık. 1993 yılı 2 Temmuz'un da kaybedilmiş olan 35 canımızın da failleri esas olarak bulunmuş değildir. Adaletin gecikmesinden doğan zaman aşımı olgusudur. Biz insanların düşünceleri, dinsel inançları ve etnik kökenleri nedeniyle öldürülmüş olmalarını insan hakkı ihlali olmaktan öte insanlık suçu olduğunun bilinci içindeyiz. Ve hukukçular olarak insanlık suçu işleyenlerin zaman aşımından yararlanmamasını talep ediyoruz. Türk hukuk sistemine 2005 yılında insanlık suçu girdi. Ancak usul hükümlerimiz nedeniyle geriye doğru işletilmesi 'olanaksız' gibi görünüyor. İnsanlık suçları uluslararası sözleşmeler ışığında ve Anayasa'nın 90. maddesi ışığında hiçbir biçimde zaman aşımından yararlanmamalıdır" dedi.'15 BİN FAİL YAKALANMADI'
Davayı bir süredir zaman aşımı tehlikesi altında izlediklerini hatırlatan Avukat Sarıhan, Sivas'taki 15 bin eylemciden sadece 160'nın yargı önüne çıkarıldığını, diğerlerinin ellerini kollarını sallayarak dolaştığını söyledi. Sarıhan, "Biz bunları aramaya devam edeceğiz" dedi.'ZAMAN AŞIMI TEHDİDİNDEN KURTARILSIN'
Bugünkü duruşmaya da zaman aşımı tehdidi altında geldiklerini ifade eden Sarıhan, "Bugünkü duruşmada dava büyük olasılıkla zaman aşımından düşürülecekti. Yani usul hükümleri bunu getiriyordu. Yargıçlardan geniş yorum yapmalarını talep ettik. Zaman aşımına olanak vermeyin dedik. Vicdanınızla hukuk arasında, insan haklarına dayalı hukuka itibar ediniz dedik" diye belirtti.DNA skandalına da değinen Avukat Şenal Sarıhan, Erçakmak'ın eşi ve oğlundan alınan dokularla değerlendirme yapılmasına itiraz ettiklerini, mahkemenin itirazlarını kabul ettiğini söyledi.
Sarıhan aynı davada sanık olan Yılmaz Dağ'ın da 2006 yılında öldüğünü, zaman aşımından yararlanarak aklanmasını istemediklerini söyledi. "Esas hakkındaki mütalaada zaman aşımıyla düşürülme vardı. Buna dikkat çektik, insanların ölümlerinden sonra da anıları yaşayacaktır. Yaşayan o anılarda suçları varsa bunun vebalini taşımak durumundadırlar. Bazıları için bu gereksiz görülebilir ama, insanlık için bir çaba içinde olduğumuz inancındayız. Bu sebeple Mart duruşmasında yeniden insanlık suçlarının zaman aşımına uğramaması doğrultusundaki isteğimizi sunacağız."
Toplumsal Bellek Platformu'ndan ailelerin Meclis ve yetkililere zaman aşımına ilişkin hukuksal düzenleme taleplerini ilettiklerini söyleyen Avukat Sarıhan, "Umarım böyle bir düzenleme gerçekleşir, Madımak Sivas'ın ortasında yanmaya devam etmez, Madımak bizim ailelerimizin ciğerlerini yakmaya, toplumun ciğerlerini yakmaya devam etmez. Gerçekten nefes alabileceğimiz bir ortamı yaratmış oluruz" dedi.
Açıklamanın ardından kitle "Madımak'ı yakanlar AKP'yi kuranlar", "Dün Maraş'ta bugün Sivas'ta tek yol faşizme karşı savaşta", "Katiller yakıyor devlet bakıyor", "Katil devlet hesap soracak" sloganlarını atarken bir kişi ortamı provoke etmeye çalıştı.
Gazeteci olduğunu söyleyen kişi, Avukat Sarıhan'a, "Konuşmanızda 35 kişi öldü dediniz. Benim bildiğim kadarıyla 37 kişi orada öldürüldü. Kurşunlanarak öldürüldüğü söylenenler de var. Olayın gerçekten aydınlatılması açısından o iki kişinin de faillerinin bulunması gerekmez mi" diye sordu. Kitle söz konusu şahsa tepki gösterdi. Bunun üzerine sivil polisler şahsı bölgeden uzaklaştırdı. Kitle provokatörün kaçırılmasına tepki göstererek peşinden koştu. Bu sırada polisle kitle arasında kısa süreli arbede yaşandı.
Duruşmayı BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün, Kamer Genç, Veli Ağbaba, KESK yöneticileri de izledi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyeleri de bayraklarıyla yer aldı.
MECLİSE ZAMAN AŞIMI YASA TASARISI ÖNERİSİ
Bu arada CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Sivas davasının yanı sıra birçok dosyada gündeme gelen insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaması yönünde Meclis'e yasa tasarısı sundu.haber: etha
YORUM YAZIN