Rakamların Ardından Koşarken

- RENGİN ARSLAN -

Haftanın başında rakamlar uçuşuyor havada. 71 gazeteci tutuklu, 38 gazeteci gözaltında... 

Hafta bitiyor. Cuma sabaha karşı sayılar yer değiştiriyor. 107 tutuklu, 7 serbest. Yediden yetmişe kimsenin, yedimizin serbest kalmasına sevinecek hali kalmadı.

Ekonomik büyüme rekorları kırıldığı yalanlarının yanında çırılçıplak bir gerçek duruyor. “Uyusun da büyüsün” gazeteciliğine ikna olmayan kim varsa cezaevi “gazetecisi” oluveriyor. Kötü cadının eline geçmiş sihirli değnek tek tek dokunuyor tepemize. 

Güneydoğu’nun yüzyıldır dilimizden düşmeyen “gerçeklerini”, HES’leri, gözaltında kayıpları, ABD’nin Ortadoğu planlarını, Başbakan’ın para kaynaklarını, KESK’in genel grevini, imamın ordusunu, Hrant’ın katilini yazmış ve yazacak gazetecilere dokunuyor en çok...

Davaların gazetecilerin, gazetecilik faaliyetlerine ilişkin olmadığını söyleyip duruyor iktidar sahipleri. Doğrudur. Ama onların dillerindeki kastı aşan bir başka noktadan doğrudur:

Bu operasyonlar, halkın haber alma özgürlüğüne karşıdır çünkü. İçerdeki gazetecilerin yaptığı haberlerin, yazdıkları yazıların hepsini alt alta koyun. İktidarın halkından inatla saklamaya çalıştığı yakın tarihin toplamını bulursunuz. 

Tarih tesadüflerle dolu. Hrant’ın davasını takip etmekle kalmayan, aynı zamanda katilinin de arkasındakileri ifşa etmeye didinen Nedim Şener’in yargılandığı Oda TV duruşması ve Hrant davası aynı güne, 26 Aralık’a denk geliyor. Dışarıdaki arkadaşlarına da tek görev düşüyor böylece. İmamın ordusunu Ahmet Şık gibi araştırmak, Hrant’ın davasını Nedim gibi takip etmek...

İktidar, ileri demokrasi merdivenini her gün üçer beşer değil onar onar gözaltlılarla tırmanırken, varsa bir korkacağı budur. Fikrin ve bilginin özgürleşmesi...

Tuhaf iddialarla yargılanan gazeteciler için 26 Aralık’ın bir “son” tarih olması için... Yazmaya ve davaların takipçisi olmaya devam... “Ne gelir elimizden insan olmaktan başka.”

arslan.rengin@gmail.com

twitter.com/RenginArslan