30 Madencinin Ölümü İle İlgili Davanın İlk Duruşmasında Aileler Bilirkişi Raporuna ve Sanıklara İsyan Etti
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda
Yapı-Tek firmasınca yürütülen galeri açma işi sırasında meydana gelen
grizu patlamasında 28 işçi ve 2 mühendisinin ölmesi, 11 kişinin
yaralanmasıyla ilgili Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ilk
duruşmasında, tutuksuz yargılanan 25 sanık, mağdur aileler ve avukatları
hazır bulundu. Duruşmaya 3 sanık ise mazeret bildirerek katılmadı.
Mahkemeye heyeti, bazı avukatların birden çok sanığın müdafisi olması nedeniyle aynı suçun failleri olarak yargılanan sanıklar arasında menfaat çatışması bulunabileceği, bu durumun da zafiyet oluşturacağından duruşmaya katılan avukatlardan savunmak için 1 sanıkta karar kılmasını istedi.
Avukatların durumu değerlendirmek üzere süre istemesinin ardından Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının TTK'da 24, Yapı-Tek firmasında görevli 4 kişi hakkında 3'er yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istediği iddianame okundu.
TTK'da elektrik teknikeri olarak çalışan sanık Hasan Karakaş, savunmasında, ikinci bilirkişi raporunda ''maden ocağındaki metan gazı sensörünün yerinin alçak olduğu'' belirtilerek, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Olay günü uzman statüdeki elektrikçilerin arızalı olan metan sensörünü sabah değiştirdiğinin arkadaşları tarafından kendisine anlatıldığını belirten Karakaş, ''İlk bilirkişi raporundaki fotoğrafta metan sensörünün yerden yüksekliğinin 1,5 metre civarında olduğu belirtilmiş. Ancak fotoğraf incelendiğinde onun metan değil karbonmonoksit sensörü olduğu görülecektir. Benim herhangi kusurum yoktur. Bizim görevimiz sadece sensörlerin elektriksel olarak çalışmasını sağlamak ve arızaları gidermektir'' dedi.
Bazı sanıkların avukatları da söz alarak mahkeme heyetinin bildirimi üzerine müvekkillerinden hangisinin savunmasını yapacaklarına karar vermek için duruşmaya ara verilmesini istedi.
İddia makamı, duruşmanın ertelenmesinin yargılanmayı daha geciktireceğini belirterek talebe karşı çıktı.
Mahkeme heyeti, verdiği kısa aranın ardından bir kısım sanıkların aynı müdafiyi seçmiş olmasından dolayı avukatlarının hangi müvekkilli savunacağına karar vermeleri için duruşmayı 13 Ocak'a erteledi.
Duruşma çıkışında, patlamada yakınlarını kaybeden bazı aileler, sanıklara tepki gösterdi. Yaşamını yitiren Ekrem Akkaya'nın babası Ramazan Akkaya, elektrik teknikeri Hasan Karakaş'ın metan gazı sensörünün olay günü onarıldığı yönündeki ifadesine tepki göstererek, ''Ne demek sensör çalışıyordu. Yalan söylüyorsunuz, peşinizi bırakmayacağız. Sensör çalışsaydı grizu patlamazdı. 26 yaşında 4 aylık evli evladımı kurban verdim ben. Adalet mi bu?'' diye bağırdı.
Madencinin eşi Yeter Akkaya, ağlayarak gazetecilere yaptığı açıklamada, bilirkişi raporlarında sensörlerin çalışmadığının belirtildiğini iddia ederek, şöyle dedi:
''Sanıkların yapacak savunmaları yok. Raporlar gerekeni gösteriyor. Ben eşimi kaybettim. Kızım Ecrin'e 1,5 aylık hamileydim. Çocuğum babasını hiç tanıyamadı. Günlerimiz kötü geçiyor. Biz zaten yaşamıyoruz ki sadece adalet istiyoruz. Ben kızıma yarın bir gün babasını öldüğünü nasıl açıklamasını yapacağım.''
Ölen mühendis Ramazan Yavuz'un annesi Hatice Yavuz da ''Beni çocuğumun damatlığı kaldı. Onlar güle güle duruşmalara girsinler'' dedi.
Diğer madenci yakınları da sanıkların ceza alması için gerekeni yapacaklarını kaydetti.
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda 17 Mayıs 2010'da meydana gelen grizu patlamasının ardından taşeron olarak galeri açma işini yürüten firmanın 30 çalışanından haber alınamamıştı.
TTK ekipleri, 20 Mayıs 2010'da kurtarma kafesine yaptıkları donanımla eksi 540 koduna inmeyi başarmış, 28 cenaze yer üstüne çıkarılmıştı. Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesetlerine ise faciadan 8 ay sonra ulaşabilinmişti. Olaya ilişkin tutuklu sanık bulunmuyor.
haber: haber7
Mahkemeye heyeti, bazı avukatların birden çok sanığın müdafisi olması nedeniyle aynı suçun failleri olarak yargılanan sanıklar arasında menfaat çatışması bulunabileceği, bu durumun da zafiyet oluşturacağından duruşmaya katılan avukatlardan savunmak için 1 sanıkta karar kılmasını istedi.
Avukatların durumu değerlendirmek üzere süre istemesinin ardından Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının TTK'da 24, Yapı-Tek firmasında görevli 4 kişi hakkında 3'er yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istediği iddianame okundu.
TTK'da elektrik teknikeri olarak çalışan sanık Hasan Karakaş, savunmasında, ikinci bilirkişi raporunda ''maden ocağındaki metan gazı sensörünün yerinin alçak olduğu'' belirtilerek, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Olay günü uzman statüdeki elektrikçilerin arızalı olan metan sensörünü sabah değiştirdiğinin arkadaşları tarafından kendisine anlatıldığını belirten Karakaş, ''İlk bilirkişi raporundaki fotoğrafta metan sensörünün yerden yüksekliğinin 1,5 metre civarında olduğu belirtilmiş. Ancak fotoğraf incelendiğinde onun metan değil karbonmonoksit sensörü olduğu görülecektir. Benim herhangi kusurum yoktur. Bizim görevimiz sadece sensörlerin elektriksel olarak çalışmasını sağlamak ve arızaları gidermektir'' dedi.
Bazı sanıkların avukatları da söz alarak mahkeme heyetinin bildirimi üzerine müvekkillerinden hangisinin savunmasını yapacaklarına karar vermek için duruşmaya ara verilmesini istedi.
İddia makamı, duruşmanın ertelenmesinin yargılanmayı daha geciktireceğini belirterek talebe karşı çıktı.
Mahkeme heyeti, verdiği kısa aranın ardından bir kısım sanıkların aynı müdafiyi seçmiş olmasından dolayı avukatlarının hangi müvekkilli savunacağına karar vermeleri için duruşmayı 13 Ocak'a erteledi.
Ailelerin tepkisi
Duruşma çıkışında, patlamada yakınlarını kaybeden bazı aileler, sanıklara tepki gösterdi. Yaşamını yitiren Ekrem Akkaya'nın babası Ramazan Akkaya, elektrik teknikeri Hasan Karakaş'ın metan gazı sensörünün olay günü onarıldığı yönündeki ifadesine tepki göstererek, ''Ne demek sensör çalışıyordu. Yalan söylüyorsunuz, peşinizi bırakmayacağız. Sensör çalışsaydı grizu patlamazdı. 26 yaşında 4 aylık evli evladımı kurban verdim ben. Adalet mi bu?'' diye bağırdı.
Madencinin eşi Yeter Akkaya, ağlayarak gazetecilere yaptığı açıklamada, bilirkişi raporlarında sensörlerin çalışmadığının belirtildiğini iddia ederek, şöyle dedi:
''Sanıkların yapacak savunmaları yok. Raporlar gerekeni gösteriyor. Ben eşimi kaybettim. Kızım Ecrin'e 1,5 aylık hamileydim. Çocuğum babasını hiç tanıyamadı. Günlerimiz kötü geçiyor. Biz zaten yaşamıyoruz ki sadece adalet istiyoruz. Ben kızıma yarın bir gün babasını öldüğünü nasıl açıklamasını yapacağım.''
Ölen mühendis Ramazan Yavuz'un annesi Hatice Yavuz da ''Beni çocuğumun damatlığı kaldı. Onlar güle güle duruşmalara girsinler'' dedi.
Diğer madenci yakınları da sanıkların ceza alması için gerekeni yapacaklarını kaydetti.
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda 17 Mayıs 2010'da meydana gelen grizu patlamasının ardından taşeron olarak galeri açma işini yürüten firmanın 30 çalışanından haber alınamamıştı.
TTK ekipleri, 20 Mayıs 2010'da kurtarma kafesine yaptıkları donanımla eksi 540 koduna inmeyi başarmış, 28 cenaze yer üstüne çıkarılmıştı. Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesetlerine ise faciadan 8 ay sonra ulaşabilinmişti. Olaya ilişkin tutuklu sanık bulunmuyor.
haber: haber7
YORUM YAZIN