'Uğur Kaymaz'ı Öldürmek Değil Anmak Suç Sayıldı'
Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Uğur Kaymaz'ı anma eylemine katıldıkları için üyelerinin tutuklanmasını protesto etti.
Mardin Kızıltepe'de 2010 Kasım ayında Uğur Kaymaz'ın ölüm yıl dönümünde anmaya katılan Eğitim Sen Kızıltepe Temsilcisi ve üç sendikalı öğretmenin, dün tutuklandığını hatırlatan Bozgeyik, şöyle dedi: "Ne gariptir ki Uğur Kaymaz'ı bedenine saplanan 13 kurşunla infaz edenler, yargılandıkları mahkemece beraat ettirilirken, yaşanan bu olaydan 6 yıl sonra ailenin acısını paylaşmaya gidenler cezalandırılmak istenmektedir. 22 Kasım 2010 tarihinden bu yana ilgili anmaya katılanlara hiçbir gözaltı ve soruşturma olmamasına rağmen, aradan sekiz ay geçtikten sonra böylesi bir durumun yaşanması içinde bulunduğumuz dönemde baskı ve sindirme politikalarının geldiği konumu göstermektedir."
"12 yaşındaki gencecik bir bedenden çıkarılan 13 kurşunun acısını paylaşmanın suç sayılması, günümüz otoriterliğinin keyfilikte sınır tanımadığının en açık göstergesidir" diyen Bozgeyik, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi, demokrasi ve barış mücadelesi yürüten Eğitim Sen'e yönelik uygulamalardan yılmayacaklarını kaydetti.
Bozgeyik, yetkililere seslenerek, "Uzun süredir sendikamız yönetici ve üyelerimiz üzerindeki AKP'ye yakın güçler tarafından geliştirilen bu gözaltı ve tutuklama furyasına son verilmelidir. Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal hak ve özgürlüklerimiz, düşünce ve ifade özgürlüğümüz önündeki bu engelleyici, baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir."
Mardin Kızıltepe'de 2010 Kasım ayında Uğur Kaymaz'ın ölüm yıl dönümünde anmaya katılan Eğitim Sen Kızıltepe Temsilcisi ve üç sendikalı öğretmenin, dün tutuklandığını hatırlatan Bozgeyik, şöyle dedi: "Ne gariptir ki Uğur Kaymaz'ı bedenine saplanan 13 kurşunla infaz edenler, yargılandıkları mahkemece beraat ettirilirken, yaşanan bu olaydan 6 yıl sonra ailenin acısını paylaşmaya gidenler cezalandırılmak istenmektedir. 22 Kasım 2010 tarihinden bu yana ilgili anmaya katılanlara hiçbir gözaltı ve soruşturma olmamasına rağmen, aradan sekiz ay geçtikten sonra böylesi bir durumun yaşanması içinde bulunduğumuz dönemde baskı ve sindirme politikalarının geldiği konumu göstermektedir."
"12 yaşındaki gencecik bir bedenden çıkarılan 13 kurşunun acısını paylaşmanın suç sayılması, günümüz otoriterliğinin keyfilikte sınır tanımadığının en açık göstergesidir" diyen Bozgeyik, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi, demokrasi ve barış mücadelesi yürüten Eğitim Sen'e yönelik uygulamalardan yılmayacaklarını kaydetti.
Bozgeyik, yetkililere seslenerek, "Uzun süredir sendikamız yönetici ve üyelerimiz üzerindeki AKP'ye yakın güçler tarafından geliştirilen bu gözaltı ve tutuklama furyasına son verilmelidir. Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal hak ve özgürlüklerimiz, düşünce ve ifade özgürlüğümüz önündeki bu engelleyici, baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir."

YORUM YAZIN