Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu: TMY İptal Edilsin
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay yaptığı yazılı açıklama ile 18 Temmuz 2006 tarihinde yürürlüğe giren Terörle Mücadele Yasası'nın ifade ve düşünce özgürlüğüne nasıl engel olduğuna dikkat çekti.
Abay, yasa değişikliğinin tartışıldığı süreçte toplumsal muhalefetin öncü güçlerinin TMY'nin antidemokratik bir düzenleme olduğunu, basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü alanında ciddi sıkıntılara, sorunlara yol açacağına dikkat çektiğini hatırlattı. Toplumsal muhalefet güçlerinin TMY'nin Toplumla Mücadele Yasası olacağı konusunda uyarılarda bulunduklarını hatırlatarak Abay, ana medya ve merkez medyanın bu süreçte sessiz kaldığına ve bu tutumun bugün de sürdüğüne vurgu yaptı.
Necati Abay açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "TMY'nin ilk uygulaması Eylül 2006 tarihini taşıyor. "Gaye" operasyonu adı altında aralarında Atılım gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Çiçek'in de bulunduğu 5 gazetecinin tutuklanmasıyla da ilk uygulama devreye girmiş oldu.
TMY'nin 6 yıllık uygulamasında görüldü ki binlerce düzen muhalifi sosyalist ve Kürt gazeteciler, yazarlar, insan hakları savunucuları, sendikacılar, kitle örgütü yöneticileri, Kürt ve sosyalist siyasetçiler asılsız iddialarla, "terörle mücadele" demagojisi adı altında "terör örgütü üyesi", "terör örgütü yöneticisi" olmakla, veya "terör örgütü propagandası" yapmakla suçlandılar, gözaltına alınıp tutuklandılar. Yine binlerce basın emekçisi TMY kıskacı altındadır.
TMY saldırısı bunlarla sınırlı değildi. Ahmet Şık gibi, Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener gibi, Hürriyet gazetesi yazarı ve Oda TV sahibi Soner Yalçın gibi gazeteci ve yazarların tutuklanmasına dek geldi dayandı TMY uygulaması. Bu gazeteciler de "terör örgütü üyesi veya yöneticisi" olmakla suçlanıyor. Gelinen aşamada geniş kesimlerce TMY inandırıcılığını yitirmiş bulunmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Halkın Günlüğü gazetesi İzmir muhabiri İsmail Avan'ın da yine TMY gereğince tutuklandığını belirtelim."
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu'nun saptamasına göre cezaevlerinde 57 gazeteci ve yazarın tutuklu bulunduğunu belirten Abay, bunların hepsininde TMY gereğince tutuklandığının altını çizdi. Abay, "Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül, Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkililerinin cezaevinde tutuklu gazeteci bulunmadığı, onların terör örgütü mensubu olduğu gibi açıklamaları olsa olsa basın özgürlüğü konusunda Türkiye ve Dünya kamuoyu nezdinde inandırıcılıklarını yitirmiş olmalarından kaynaklı savunma psikolojisinin dışavurumudur" dedi.
Abay, TMY'ye hayır demeden, TMY'nin iptal edilmesi savunulmadan tutarlı bir basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü savunuculuğu yapılayacağına işaret etti.
Abay, yasa değişikliğinin tartışıldığı süreçte toplumsal muhalefetin öncü güçlerinin TMY'nin antidemokratik bir düzenleme olduğunu, basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü alanında ciddi sıkıntılara, sorunlara yol açacağına dikkat çektiğini hatırlattı. Toplumsal muhalefet güçlerinin TMY'nin Toplumla Mücadele Yasası olacağı konusunda uyarılarda bulunduklarını hatırlatarak Abay, ana medya ve merkez medyanın bu süreçte sessiz kaldığına ve bu tutumun bugün de sürdüğüne vurgu yaptı.
Necati Abay açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "TMY'nin ilk uygulaması Eylül 2006 tarihini taşıyor. "Gaye" operasyonu adı altında aralarında Atılım gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Çiçek'in de bulunduğu 5 gazetecinin tutuklanmasıyla da ilk uygulama devreye girmiş oldu.
TMY'nin 6 yıllık uygulamasında görüldü ki binlerce düzen muhalifi sosyalist ve Kürt gazeteciler, yazarlar, insan hakları savunucuları, sendikacılar, kitle örgütü yöneticileri, Kürt ve sosyalist siyasetçiler asılsız iddialarla, "terörle mücadele" demagojisi adı altında "terör örgütü üyesi", "terör örgütü yöneticisi" olmakla, veya "terör örgütü propagandası" yapmakla suçlandılar, gözaltına alınıp tutuklandılar. Yine binlerce basın emekçisi TMY kıskacı altındadır.
TMY saldırısı bunlarla sınırlı değildi. Ahmet Şık gibi, Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener gibi, Hürriyet gazetesi yazarı ve Oda TV sahibi Soner Yalçın gibi gazeteci ve yazarların tutuklanmasına dek geldi dayandı TMY uygulaması. Bu gazeteciler de "terör örgütü üyesi veya yöneticisi" olmakla suçlanıyor. Gelinen aşamada geniş kesimlerce TMY inandırıcılığını yitirmiş bulunmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Halkın Günlüğü gazetesi İzmir muhabiri İsmail Avan'ın da yine TMY gereğince tutuklandığını belirtelim."
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu'nun saptamasına göre cezaevlerinde 57 gazeteci ve yazarın tutuklu bulunduğunu belirten Abay, bunların hepsininde TMY gereğince tutuklandığının altını çizdi. Abay, "Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül, Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkililerinin cezaevinde tutuklu gazeteci bulunmadığı, onların terör örgütü mensubu olduğu gibi açıklamaları olsa olsa basın özgürlüğü konusunda Türkiye ve Dünya kamuoyu nezdinde inandırıcılıklarını yitirmiş olmalarından kaynaklı savunma psikolojisinin dışavurumudur" dedi.
Abay, TMY'ye hayır demeden, TMY'nin iptal edilmesi savunulmadan tutarlı bir basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü savunuculuğu yapılayacağına işaret etti.
YORUM YAZIN