O Hasta Mahkumlardan Biri: İlik Kanseri Olan Basri Vardar Devlet Eliyle Ölüme Gönderiliyor.
Kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle 8 ay önce tutuklanan ve yaklaşık 5 yıl hapis cezasına çarptırılan ölümcül ilik kanseri hastası Basri Vardar'ın hayatı tehlike altında. Cezaevinde kalma ve tedavisini burada sürdürme koşulları yok.
Avukatı ve insan hakları savunucuları, tedavi koşullarına sahip olabilmesi, tedavi olabileceği doktorları ve tıp merkezini seçebilmesi ve tedavisi için gerekli morale sahip olabilmesi için Vardar’ın serbest bırakılması gerektiğini vurguluyor.
YASALAR UYGULANMIYOR, BÜROKRASİ ÖLÜME GÖTÜRÜYOR
Tüm bunların ötesinde ölümcül hasta olması nedeniyle hayatının en kritik ve dramatik günlerini sevdikleri ve ailesiyle geçirmesi, veda ve huzur hakkının sağlanması gerektiğinin altını çizen İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi ve Basri Vardar’ın avukatı Ahmet Tamer, Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/2. Maddesi’nin, “Hapis cezasının infazı, mahkumun hayatı için kesin bir tehlike teşkil eidyorsa mahkumun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır” şeklinde olduğunu hatırlatıyor.
CEZAEVİ ÖNÜNDE EYLEM
Bugün Metris Cezaevi önünü eylem alanına çeviren İHD İstanbul Cezaevi Komisyonu ve Vardar ailesi, Basri Vardar’ın serbest bırakılmasını istedi.Vardar'ın eşi Zekiye Vardar, gözyaşları içinde; eşinin bir suç işlemediğini ve hastalığının ölümcül olduğunu söyledi.
Avukat Ahmet Tamer da, Vardar’ın ilk tutuklandığında önce Metris Cezaevine, ardından Silivri’ye, sonra tekrar Metris’e getirildiğini ifade etti. Vardar’ın dosyasının kaybolduğunu ve bulunduktan tam 1 ay sonra Metris’e ulaştırıldığını söyleyen Tamer, tüm bunların tedavisi ve tahliyesi sürecinde büyük zaman kaybına yol açtığını söyledi.
Hasta tutuklu ve hükümlülerin rahatsızlıklarının kesin tanısının konmasında, sağlık durumlarının ve tedaviye verdikleri yanıtların ayrıntılı ve net bir şekilde raporlanmasında bir standart olmamasından kaynaklı, hastane raporlarının defalarca Adli Tıp Kurumu’ndan geri döndüğünü ve sürekli ek raporlar talep edildiğini belirten avukat Tamer, “Hasta tutuklular kamu görevlilerinin ne iyi niyetlerine ne de insafsızlıklarına terk edilemez” dedi.
‘SUÇLU VARDAR DEĞİL, SİSTEM’
Asıl sorunun sistemde olduğunu söyleyen Tamer, mevcut sistemin hasta tutuklu ve hükümlüleri ölüme götürdüğünü, onlara eziyet çektirdiğini ifade ederek, tahliyelerini sağlayacak bir mekanizmanın acilen kurulması gerektiğini vurguladı.
Sistemle ilgili belirtilmesi gereken diğer hususun ise Basri Vardar’ın olmaması gereken bir suçtan, elektrik hırsızlığından hüküm alması olduğunu dile getiren Tamer, şunları söyledi:
“Eğer bir sistem bir insanı aç kalmamak için ekmek çalmaya, su içmek, yemek yapmak, temizlik için kaçak su kullanmaya, aydınlanmak ve asgari insani ihtiyaçları için kaçak elektriği kaçak kullanmaya zorluyorsa; burada suçlunun binbir kuşatılmışlık altında olan bu kişi değil, sistem olduğunu düşünüyoruz.”
Bireylerin, ailelerin, sosyal birimlerin asgari elektrik ve su ihtiyacının ücretsiz olması gerektiğini belirten Avukat Tamer, kaçak kullanımın suç olmaktan çıkarılması gerektiğini ifade etti. “Basri Vardar ve hayati tehlike altında olan tüm mahpuslar serbest bırakılmalıdır” dedi.
haber: çağdaş büyükbattal/etha
haber: çağdaş büyükbattal/etha
YORUM YAZIN