Header Ads

Gazeteciler Hükümet Programını Değerlendirdi: Yaptıklarından Yapacaklarını Görüyoruz

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde 61. Hükümet Programını açıkladı ve program meclis gündemine getirilerek tartışılmaya başlandı. Hükümet Programını basın ve ifade özgürlüğü açısından değerlendiren Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) sözcüsü Necati Abay, bu konular hakkında hükümet programında hiç bir şey göremediklerini söylediler ve endişelerini dile getirdiler.

'YAPTIKLARINDAN, YAPACAKLARINI GÖRÜYORUZ'

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, 61. hükümet programının bir sürü edebiyat sözleriyle dolu vaatler olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bir sürü edebiyat ve vaat içeren bu sözler içerisinde düşünce ve ifade özgürlüğü, tutuklu gazeteciler, yazarlar hakkında aydınlar ve basın sansürü konusunda olumlu bir düşünce yada vaat yok. Türkiye'de 70 gazeteci yazar tutuklu ve gazeteciler üzerinde ağır baskılar var. Bunlardan en kötüsü otosansür var. Bir yandan daha yayınlanmamış ve basılmamış kitaplar yasaklanıyor. Bunun gerekçesi olarakda Başbakanın ağzından, kitapları bomba imalathanesi için kullanılan bir malzeme olarak yansıtan ifadeler dökülüyor. Basın ve ifade özgürlüğü gibi konular hükümetin umurunda değil. Bunlar üzerinde baskı diye bir gerçek yokmuş gibi davranılıyor. Diğer taraftan ise Başbakan ve hükümet yetkilileri 'yaptıklarımız yapacaklarımız teminatıdır' diyorlar. Yaptıklarını gördük, gazeteciler cezaevlerine koydular. Yapacaklarıda bundan sonra bu baskılar ve düşünce özgürlüğü önündeki engeller devam edecek demektir."

'2023 DEMEK CENNETTE TOPRAK VAAT ETMEKTİR'

Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında ve hükümet programında sıkça 2023'e dönük öngörülerden bahsedildiğine dikkat çeken Abakay, "Ama 2023 kimsenin umrunda değil; insanlar bugüne, yarına, 6 ay sonrasına, nasıl geçineceğine, nasıl iş bulacağına bakıyor. 2023 demek cennette toprak vaat etmektir. Bu günün sorunlarının gözden ırak tutularak gerçeklerin saklanması anlamına geliyor" dedi.

'KENDİ ANAYASASINI DAYATACAK'

Başbakan Erdoğan'ın hükümet programını açıklarken yeni programın toplum sözleşmesi olmasını arzuladığına dikkat çeken Ahmet Abakay, şöyle devam etti: "Prof. Özbudun'a Anayasa yaptırırlarken de toplumun çeşitli kesimlerinin görüşlerini alacaklarını söylemişlerdi. Ama almadılar; kendi anayasalarını dayattılar. Yine aynı şeyi, hatta daha kötüsünü önümüze koyacaklar ki; o da, Başbakanlık sistemi. Burhan Kuzu Başbakanlık sistemine özellikle geçilmesini vurgulayarak, parlementer sistemin çözücü olmadığını söyledi. Demek ki önümüzdeki süreçte de çokca tartışacağımız konulardan biri bu olacak. Demokratikleşme ya da hukuktaki sıkıntıları ve insan hakları konusundan çok bu konu öne çıkarılacak. Buradan da baktığımızda yeni Anayasa'nın toplumsal kesimlerin ortak uzlaşmasıyla ortaya çıkacağını sanmıyorum. AKP yüzde 50'lilik gücünün verdiği pervasızlıkla ve şımarıklıkla kendi anayasasını dayatacaktır ve toplumsal sözleşme olmayacaktır."

Yeni Anayasanın toplumsal sözleşme olması için öncelikle seçimlerdeki yüzde 10 barajının düşürülmesi gerekliliğine vurgu yapan Abakay, "Çünkü yüzde 1'lik oy oranının dahi meclise yansıması gerekir" dedi.

KENDİNE MUHALİF KESİMLERİ YOK EDİYOR. BU NEDENLE...

Çeşitli toplumsal kesimlerin sorunlarına dikkat çeken Abakay, AKP hükümetinin kendilerine muhalif tüm kesimleri yok etme, medya gruplarını satın alarak kendine bağlama, astronomik cezalarla medya gruplarının satılmasına ya da kapatılmasına zorlama eğilimi içinde olduğunu söyledi. ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, AKP hükümetini ustalık döneminde basın ve ifade özgürlüğü açısından zor süreçlerden geçeceğimiz konusunda uyarıda bulunarak şöyle konuştu: "İsmail Beşikçi geçtiğimiz günlerde Q harfi yüzünde 10,5 ay hapis cezası aldı. Benzer uygulamalardan dolayı demokratik sürecin işleyeceğine inanmıyorum. Tutuklu gazeteciler bu yazdıklarını Avrupa ülkelerinde yazmış olsaydı kimse onlara dokunmazdı ama maalesef bizim ülkemizde Başbakan tarafından terörist ilan edilerek cezaevlerine konuluyor. Bu bakımdan da hükümet programında basın ve ifade özgürlüğü açısından olumlu bir şey görmüyoruz. Görmekte mümkün görünmüyor."

'BİRİNCİLİĞİNİ KORUMADA ISRARLI'

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay'da, 61. Hükümet Programında basın ve ifade özgürlüğü açısından bir şey görmenin mümkün olmadığını ifade etti. Kendisinin 18 yıl 9 ay hapis cezası alan bir gazeteci olduğuna, cezaevlerinde tutuklu gazetecilerin varlığına ve binlerce gazetecinin yargı kıskacında olduğuna dikkat çeken Abay, şöyle konuştu: "Tüm gerçekler ışığında hükümet programına bakıldığında basın ve ifade özgürlüğü açısından bir ilerlemenin olacağının işaretleri görülmüyor. Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü açısından bir milim dahi olsa ilerleme kaydedilecekse; bu öncelikli olarak Terörle Mücadele Yasasının iptalinden geçiyor. Ancak AKP hükümetinin programında buna ilişkin hiç bir ibare yok. Düşünce ve ifade özgürlüğü açısından Türkiye'de ilerleme kaydedilecekse; sıklıkla gizlilik kararı ve uzun yargılam nedeniyle gündeme gelen Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin kaldırılması gerekiyor. Hükümet programında buna ilişkin de bir şey yok. O nedenle mevcut haliyle hükümet programında basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün gelişmesi doğrultusunda olmayacağı kanati taşıyoruz, gelecek konusunda da kaygılıyız. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla tutuklu gazeteci ve yargılanan gazeteci gerçeği ile yüz yüze olacağız."

Tutuklu gazeteci sayısıyla Türkiye'nin dünya birincisi olduğuna vurgu yapan Necati Abay, "Hükümet programı bu konudaki birinciliğini koruma ısrarını gösteriyor" dedi.

haber: etha

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.