Sisten Geriye Kalan
| - JANET BARIŞ - |
Sisin örteceği hiçbir şeye alışkın değilim. Kabuğundan çıkmış puslu bir havanın üzerini örtebileceği birşey yok, yaralı bilinçten sızan esrik kelimeler de tamamlamıyor hiçbir boşluğu. Ne varsa açık, seçik, kırık...
“Elimde bir kırık testi, nereye bırakayım” diyor ya Birhan Keskin işte öyle. O kırık testinin hiç kimsenin tarihinde bir yeri kalmadı artık.
İnsanı parçalayan da, sürükleyen de kör noktaları bile ayakta tutan zihni. Dipsiz okyanustan derin, uçsuz havzalardan geniş. Ne sis, ne de sisten çıkan duman zihni yaralayamaz. O ki bellek yırtılır bir gün, o gün sızar yaşanmışlıklar.
Yoluna sis çıktıysa kaçmamalısın ondan, usulca arasından sıyrılmalısın, dumanını çekmeli rengini solumalısın. Bir sisin ardındaydık, ne ellerimize baktık ne de yüzümüzü tuttuk.
Alışılmış karanlığın peşi sıra yürüdük, ayaklarımıza dolandı otlar vazgeçmedik. Bütün o engebeli yolların ardından durduk, durdukça suya çarptık, çarptıkça yosunlaştık.
Bir gün tüm şehri sisler saracak ve altında ezileceğiz hepimiz. İçimizde tuttuğumuz her şey bir bir sise gömülecek. Sisin içerisinde silkeleneceğiz, bütün zehirli otlar kökünden çıkıp ellerimize batacak, acıyacağız.
Bulutlar ve şehir ışıkları yeniden gözüktüğünde, sis dağıldığında yani yeniden hayata, kalabalığa karışacağız çünkü gidecek başka bir kapı, başka bir yuva yok.
Yaşadığımız bütün melankoli bu, bu kadar.
“Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından
bir yuva inşa etmektir aşk da, varla yok arasından
Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir,
değil dışarıdan.
Beyhude insanın yuva arayışı ama
yine de yuva arar insan.” Birhan Keskin/Taş Parçaları
* janet barış'ın blogu: http://puslupasaj.blogspot.com/
YORUM YAZIN