Sana Notlar İki: Bir Ruh Hali Üzerine...

- ÖZGE MUMCU -

Fiziksel olması lazım. Yorgunluğunun. Bir merdivenden çıkınca, kaslarının acıdığını hissetmelisin. Saatlerce yürüdüğün için bacaklarındaki kasların hamlığını hissetmelisin. Bilirsin ki, o yorgunluk geçicidir. Ertesi sabah daha zinde uyanmana neden olacaktır. Bir enerji patlamasını yaşamalısın sabahları, o an seni yoran o yorgunluk ertesi günleri daha rahat taşımana yol açmalıdır.

Bir de ruhunun içinde taşıdığın bir yorgunluk vardır. Bir söz duyarsın, aslında seni ifade etmez. Ama bir şekilde etkiler. Sabah gözünü açtığında "ne için kalkacağım" diye düşünürken bulursun kendini ya. O ruhunun yorgunluğudur işte. Sabahları uyanıp güne devam etmeye zorlayan ve kendini sürekli üzen olayları düşünürsün. Olmamışlıklar, ruhunu derinden inciten saçma sapanlıklar. Senin olmamışlığının, bir başkasının olmamışlığı; ortak olmamışlıklar...Dünyanın olmamışlıkları. Anlaşamayınca olmamış işte derler ya olanlara...Ve de ne çok şey var dünyada, ruhunu, kendini yoracak...Dünyanı yoracak, güne başlamanı zorlaştıracak. Bunlara rağmen dayansan şu günlere, yenilerini özlesen. Güzel haberleri özlesen ve gelse ya o güzel haberler.

Fiziksel olsun yorgunluğun; ertesi sabah güne kocaman bir bak diye, yüzünde bir gülümsemeyle.

Kahvene süt katarsın belki, hayatın daha tatlı olsun diye.

Ruh yorgunluğu mu?

Unutunca geçiyor diyorlar. Yolunu öğrenince sana anlatacağım, yine buralardan.

Dinlesen ya bunu o arada: http://fizy.com/#s/1lrdvg